20/05 Eyüp 21-24
[tr] Eyüp 21-24
21:1 Eyüp şöyle yanıtladı:
2 ‹‹Sözümü dikkatle dinleyin,
Bana verdiğiniz avuntu bu olsun.
3 Bırakın ben de konuşayım,
Ben konuştuktan sonra alay edin.
4 ‹‹Yakınmam insana mı karşı?
Niçin sabırsızlanmayayım?
5 Bana bakın da şaşın,
Elinizi ağzınıza koyun.
6 Bunu düşündükçe içimi korku sarıyor,
Bedenimi titreme alıyor.
7 Kötüler niçin yaşıyor,
Yaşlandıkça güçleri artıyor?
8 Çocukları sapasağlam çevrelerinde,
Soyları gözlerinin önünde.
9 Evleri güvenlik içinde, korkudan uzak,
Tanrının sopası onlara dokunmuyor.
10 Boğalarının çiftleşmesi hiç boşa çıkmaz,
İnekleri hep doğurur, hiç düşük yapmaz.
11 Çocuklarını sürü gibi salıverirler,
Yavruları oynaşır.
12 Tef ve lir eşliğinde şarkı söyler,
Ney sesiyle eğlenirler.
13 Ömürlerini bolluk içinde geçirir,
Esenlik içinde ölüler diyarına inerler.
14 Tanrıya, ‹Bizden uzak dur!› derler,
‹Yolunu öğrenmek istemiyoruz.
15 Her Şeye Gücü Yeten kim ki, Ona kulluk edelim?
Ne kazancımız olur Ona dua etsek?›
16 Ama zenginlikleri kendi ellerinde değil.
Kötülerin öğüdü benden uzak olsun.
17 ‹‹Kaç kez kötülerin kandili söndü,
Başlarına felaket geldi,
Tanrı öfkelendiğinde paylarına düşen kederi verdi?
18 Kaç kez rüzgarın sürüklediği saman gibi,
Kasırganın uçurduğu saman çöpü gibi oldular?
19 ‹Tanrı babaların cezasını çocuklarına çektirir› diyorsunuz,
Kendilerine çektirsin de bilsinler nasıl olduğunu.
20 Yıkımlarını kendi gözleriyle görsünler,
Her Şeye Gücü Yetenin gazabını içsinler.
21 Çünkü sayılı ayları sona erince
Geride bıraktıkları aileleri için niye kaygı çeksinler?
22 ‹‹En yüksektekileri bile yargılayan Tanrıya
Kim akıl öğretebilir?
23 Biri gücünün doruğunda ölür,
Büsbütün rahat ve kaygısız.
24 Bedeni iyi beslenmiş,
İlikleri dolu.
25 Ötekiyse acı içinde ölür,
İyilik nedir hiç tatmamıştır.
26 Toprakta birlikte yatarlar,
Üzerlerini kurt kaplar.
27 ‹‹Bakın, düşüncelerinizi,
Bana zarar vermek için kurduğunuz düzenleri biliyorum.
28 ‹Büyük adamın evi nerede?› diyorsunuz,
‹Kötülerin çadırları nerede?›
29 Yolculara hiç sormadınız mı?
Anlattıklarına kulak asmadınız mı?
30 Felaket günü kötü insan esirgenir,
Gazap günü ona kurtuluş yolu gösterilir.
31 Kim davranışını onun yüzüne vurur?
Kim yaptığının karşılığını ona ödetir?
32 Mezarlığa taşınır,
Kabri başında nöbet tutulur.
33 Vadi toprağı tatlı gelir ona,
Herkes ardından gider,
Önüsıra gidenlerse sayısızdır.
34 ‹‹Boş laflarla beni nasıl avutursunuz?
Yanıtlarınızdan çıkan tek sonuç yalandır.››
22:1 Temanlı Elifaz şöyle yanıtladı:
2 ‹‹İnsan Tanrıya yararlı olabilir mi?
Bilge kişinin bile Ona yararı dokunabilir mi?
3 Doğruluğun Her Şeye Gücü Yetene ne zevk verebilir,
Kusursuz yaşamın Ona ne kazanç sağlayabilir?
4 Seni azarlaması, dava etmesi
Ondan korktuğun için mi?
5 Kötülüğün büyük,
Günahların sonsuz değil mi?
6 Çünkü kardeşlerinden nedensiz rehin alıyor,
Onları soyuyordun.
7 Yorguna su içirmedin,
Açtan ekmeği esirgedin;
8 Ülkeye bileğinle sahip oldun,
Saygın biri olarak orada yaşadın.
9 Dul kadınları eli boş çevirdin,
Öksüzlerin kolunu kanadını kırdın.
10 Bu yüzden her yanın tuzaklarla çevrili,
Ansızın gelen korkuyla yılıyorsun,
11 Her şey kararıyor, göremez oluyorsun,
Seller altına alıyor seni.
12 ‹‹Tanrı göklerin yükseklerinde değil mi?
Yıldızlara bak, ne kadar yüksekteler!
13 Sen ise, ‹Tanrı ne bilir?› diyorsun,
‹Zifiri karanlığın içinden yargılayabilir mi?
14 Koyu bulutlar Ona engeldir, göremez,
Gökkubbenin üzerinde dolaşır.›
15 Kötülerin yürüdüğü
Eski yolu mu tutacaksın?
16 Onlar ki, vakitleri gelmeden çekilip alındılar,
Temellerini sel bastı.
17 Tanrıya, ‹Bizden uzak dur!› dediler,
‹Her Şeye Gücü Yeten bize ne yapabilir?›
18 Ama onların evlerini iyilikle dolduran Oydu.
Bunun için kötülerin öğüdü benden uzak olsun.
19 ‹‹Doğrular onların yıkımını görüp sevinir,
Suçsuzlar şöyle diyerek eğlenir:
20 ‹Düşmanlarımız yok edildi,
Malları yanıp kül oldu.›
21 ‹‹Tanrıyla dost ol, barış ki,
Bolluğa eresin.
22 Ağzından çıkan öğretiyi benimse,
Sözlerini yüreğinde tut.
23 Her Şeye Gücü Yetene dönersen, eski haline kavuşursun.
Kötülüğü çadırından uzak tutar,
24 Altınını yere,
Ofir altınını vadideki çakılların arasına atarsan,
25 Her Şeye Gücü Yeten senin altının,
Değerli gümüşün olur.
26 O zaman Her Şeye Gücü Yetenden zevk alır,
Yüzünü Tanrıya kaldırırsın.
27 Ona dua edersin, dinler seni,
Adaklarını yerine getirirsin.
28 Neye karar verirsen yapılır,
Yollarını ışık aydınlatır.
29 İnsanlar seni alçaltınca, güvenini yitirme,
Çünkü Tanrı alçakgönüllüleri kurtarır.
30 O suçsuz olmayanı bile kurtarır,
Senin ellerinin temizliği sayesinde kurtulur suçlu.››
23:1 Eyüp şöyle yanıtladı:
2 ‹‹Bugün de acı acı yakınacağım,
İniltime karşın Tanrının üzerimdeki eli ağırdır.
3 Keşke Onu nerede bulacağımı bilseydim,
Tahtına varabilseydim!
4 Davamı önünde dile getirir,
Kanıtlarımı art arda sıralardım.
5 Bana vereceği yanıtı öğrenir,
Ne diyeceğini anlardım.
6 Eşsiz gücüyle bana karşı mı çıkardı?
Hayır, yalnızca dinlerdi beni.
7 Haklı kişi davasını oraya, Onun önüne getirebilirdi,
Ben de yargılanmaktan sonsuza dek kurtulurdum.
8 ‹‹Doğuya gitsem orada değil,
Batıya gitsem Onu bulamıyorum.
9 Kuzeyde iş görse Onu seçemiyorum,
Güneye dönse Onu göremiyorum.
10 Ama O tuttuğum yolu biliyor,
Beni sınadığında altın gibi çıkacağım.
11 Adımlarını yakından izledim,
Sapmadan yolunu tuttum.
12 Ağzından çıkan buyruklardan ayrılmadım,
Günlük ekmeğimden çok ağzından çıkan sözlere değer verdim.
13 ‹‹O tek başınadır, kim Onu caydırabilir?
Canı ne isterse onu yapar.
14 Benimle ilgili kararını yerine getirir,
Daha nice tasarısı vardır.
15 Bu yüzden dehşete düşerim huzurunda,
Düşündükçe korkarım Ondan.
16 Tanrı cesaretimi kırdı,
Her Şeye Gücü Yeten beni yıldırdı.
17 Karanlık beni susturamadı,
Yüzümü örten koyu karanlık.
24:1 ‹‹Niçin Her Şeye Gücü Yeten yargı için vakit saptamıyor?
Neden Onu tanıyanlar bu günleri görmesin?
2 İnsanlar sınır taşlarını kaldırıyor,
Çaldıkları sürüleri otlatıyorlar.
3 Öksüzlerin eşeğini kovuyor,
Dul kadının öküzünü rehin alıyorlar.
4 Yoksulları yoldan saptırıyor,
Ülkenin düşkünlerini gizlenmeye zorluyorlar.
5 Bakın, yoksullar çöldeki yaban eşekleri gibi
Yiyecek bulmak için erkenden işe çıkıyorlar,
Çocuklarına yiyeceği kırlar sağlıyor.
6 Yemlerini tarlalardan topluyor,
Kötülerin bağındaki artıkları eşeliyorlar.
7 Geceyi giysisiz, çıplak geçiriyorlar,
Örtünecek şeyleri yok soğukta.
8 Dağlara yağan sağanaktan ıslanıyor,
Sığınakları olmadığı için kayalara sarılıyorlar.
9 Öksüz memeden uzaklaştırılıyor,
Düşkünün bebeği rehin alınıyor.
10 Giysisiz, çıplak dolaşıyor,
Aç karnına demet taşıyorlar.
11 Teraslar arasında zeytin eziyor,
Susuzluktan kavrulurken
Şarap için üzüm sıkıyorlar.
12 Kentlerden insan iniltileri yükseliyor,
Yaralı canlar feryat ediyor,
Ama Tanrı haksızlığı önemsemiyor.
13 ‹‹Bunlar ışığa başkaldıranlardır;
Onun yolunu tanımaz,
İzinde yürümezler.
14 Gün kararınca katil kalkar,
Düşkünü, yoksulu öldürür,
Hırsız gibi sıvışır geceleyin.
15 Zina edenin gözü alaca karanlıktadır,
‹Beni kimse görmez› diye düşünür,
Yüzünü örtüyle gizler.
16 Hırsızlar karanlıkta evleri deler,
Gündüz gizlenir, ışık nedir bilmezler.
17 Çünkü zifiri karanlık, sabahıdır onların,
Karanlığın dehşetiyle dostturlar.
18 ‹‹Diyorsunuz ki, ‹Suyun üstündeki köpüktür onlar,
Lanetlidir ülkedeki payları,
Kimse bağlara gitmez.
19 Kuraklık ve sıcağın eriyen karı alıp götürdüğü gibi
Ölüler diyarı da günahlıları alıp götürür.
20 Rahim onları unutacak,
Kurtlara yem olacak,
Bir daha anılmayacaklar.
Haksızlık bir ağaç gibi kırılacak.
21 Onlar çocuğu olmayan kısır kadınları yolar,
Dul kadına iyilik etmezler.
22 Tanrı, gücüyle zorbaları yok eder,
Harekete geçince zorbaların yaşama umudu kalmaz.
23 Tanrı onlara güven verir, Ona güvenirler,
Ama gözü yürüdükleri yoldadır.
24 Kısa süre yükselir, sonra yok olurlar,
Düşerler, tıpkı ötekiler gibi alınıp götürülür,
Başak başı gibi kesilirler.›
25 ‹‹Böyle değilse, kim beni yalancı çıkarabilir,
Söylediklerimin boş olduğunu gösterebilir?››